5 Eylül 2015 Cumartesi

Her Şeye Rağmen Teşekkürler

     Belki sitem belki yakarış belki de yaşanmışlığa teşekkür. Kısa yaşam hikayesinin hüzün sonucuna odaklanmak yerine yaşanmışa teşekkür etmek gerek. Gözlerin ıslattığı hikayenin başında baş rolü iki kişi paylaşıyordu. Bu paylaşım o kadar güzeldi ki yeri geldiğinde kuru ekmeği yeri geldiğinde bal kaymağı paylaştılar. Gözlerinde büyük bir parıltı vardı. Mutluluk dudaklarına yapışmış her gülümsemelerinde onlara eşlik ediyordu. Bu rol oyunculuk değildi. Hayatın filminde gerçek bir karakter canlandırmasıydı ve onlar her dakika bu karakterlerin birlikteliğine mucize gözüyle bakıyordu. Elleri birleştiğinde zaman duruyordu onlar için ve sadece gözlerdeki ışık yön veriyordu onlara, kıskanılacak bir hayat hikayesini paylaştı onlar herkesin gözünden kıskandığı bir hikaye. Zaman böyle güle oynaya geçerken her dakikanın sevgisi ayrıydı. Geride hep anılar vardı ve her anı gözlerde sevincin kalıntılarını belirtirken mutluluk dudaklarda yerini alıyordu.
       Birliktelik öyle güzeldi ki anlatılmak için seçilen her kelime yetersizliğini kabullenirken yan yanayken zaman kollarındaki saatten farklı işliyordu. Şehir mutluluklarına şahitlik ediyor ve onların sevgisini kaldırmakta güçsüz kalıyordu. Bu kadar mükemmelliğin sonucunda neler olduğunu filmin sonuna doğru merak edenler çoğalmıştı. Yaşanan bu hikayede geçen her dakika biri hep fazla değer verdiğinden sonuç yavaş yavaş hüznü beraberinde getiriyordu. Belki hak etmişti bunu ama o hep hak etmediğini düşündüğünden içindeki kızgınlığı her geçen gün körüklemeye başladı.
      Harama bulaşan gözün güzelliğinin hırsızı ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun diyerek söylendi her gün. Neyi eksik neyi fazla vermişti bu kadar. Gözlerin şahit olduğu kıskanılacak hikaye belki de dillere destan olacak kadar mükemmel değildi. Güvene dayalıydı çünkü, çünkü o hep güvenmişti masumca, her hareketinde arkasındaydı hep korudu kolladı. Her şeye ihanet olurdu da buna ihanet onu baya yıpratmıştı. Aslında sitemi, yakarışı ve ya teşekkürü bunaydı. Hangisi olduğuna hala karar verememişti. Belki teşekkür etmeliydi. Tek bildiği ilk günkü kızgınlığının tazeliğini korumasıydı. Bazı aşklar aşka ihanetmiş demek ki. Zamana bırakılan acının sonucunda bir gün olur da yolları tekrar bir araya gelirse affetmeyi düşünür müydü? Affetmek mi aptal olma! Gözlerin yıldızlar gibi parlamasıyla başlayan her gece kutup yıldızı gibi birbirlerine yön veren hayatın rollerini paylaşanlar şimdi gözlerinde birbirlerine karşı ateş püskürtüyor. Klasik bir hayata geçiş yapılmıştı artık. Mutluluk parmak ucunda yürümeye benzer ve en ufak bir hata tüm sessizliği bozarmış. Sessizliği bozduğun için TEŞEKKÜRLER...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder