İçine öyle oturur ki kelimeler paylaşmak istersin. Boşverciler sarar etrafını, her kelimenin sonuna çok geçmeden boşver eklerler. Duymak istemezsin o kelimeyi. Her söyleyenden nefret eder bir daha konuşmak istemezsin. Sana geniş gelen her sokak ve cadde öyle daralır ki içinden geçemez sıkışıp kalırsın oracıkta. Bir el ararsın çekip kurtarasın diye ama her uzanan el boşvercidir. Seni anlıyorum yalanlarıyla güneşi aya teslim eder başını yastığa koyduğunda yalnızlığınla yüzleşmekten korkar olursun. Sana en yakın olan göz yaşların süzülüp gider boşluğa. Herkes boşverirken sen boşveremez o boşlukta boğulur kalırsın. Telefonu her eline aldığında ateşe dokunmuş gibi fırlatır atarsın elinden. Yeni bir güne herkes bir umutla başlarken sen geride bıraktığın tüm umutlarınla yüzleşir uyanmak istemezsin. Yatağa hapis olur yapayalnız kalırsın. İleriye atılan tüm adımları bırakıp bir bir geriye gidersin ve yavaş yavaş çürüyüp maziye gömülürsün.
Kimse nedenini sormayı akıl etmez. Ama sen her saniye 'NEDEN' diye sorup yıpratırsın kendini. Cevapsız bir sorunun altında ezilerek nefes almayı öğrenirsin. Boğazın düğümlenir göz yaşlarına hakim olamazsın. Sevmeye korkar, güvenmekten söz bile edemez halde günler geçip gider ve bu toz bulutunun arasında ne yanından geçenleri umursarsın ne de seni gören olur. Yalnızlığının arasında boğulmayı tercih ederek attığın ilk adımda bir ruhun kayboluşunu sadece sen izler ve ona sadece sen yardım edersin. Anlıyorum! Ne büyük bir yalan. Tek kelimenin içinde gizli olan bu büyük yalanın günahıda bir o kadar büyük mü? Belki gece anlar seni ve yıldızlar seyreder şehrin karanlığında sıkışıp kaldığın o küçücük odanın içinde ya da en çok kelimeler... Ve unutmadan bir de ben anlıyorum seni...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder