1 Eylül 2014 Pazartesi

Kapılar Hep Kapanır

           Bu gece kalemi eline alıp gün boyu yaşadıklarını kağıda dökerken gözlerinde yaş kalbinde burukluk olur. Geriye baktığında bir tecrübe ve ya anı olarak ardında kalır. Bir kelimelik yaşantı senin vicdanını sızlatmaya yeter. Oturur düşünürsün yaşadığın zorlukları. Gecenin karanlığında dört duvar arasında yalnız kalır, derdini kağıtlara anlatırsın. Parmakların yorulur, dil anlatmaya devam eder. Artık kağıtlar değil soğuk duvarlar dostun olur. Üşüdüğünde yorgana sarılır, pencere kenarında serinlersin. Mevsimler geçerken sen öteki odaya geçemezsin. Duvarlar üstüne gelir kıpırdayamazsın. Geceler sessiz, sakin ve  yalnız. Sabah olur hayır olmaz, aynısı olur. Her günün standart bir şekilde çizgisini bozmadan devam eder. Hep bir umutla bu çizgiyi bozmaya çalışırsın. Her sabah aynı türkü ağzında, koşarak sokağa atarsın kendini. Yalnızlığını unutursun belki caddelerde ya da umutlarını bırakır geri dönersin, soğuk duvarların arasına. Sarılırsın yorganına sıkıca ve gözlerin karanlığa teslim olur yine bir umutla.
          Güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini açtığında, bir kez daha dersin son, bir kez daha.. Açarsın kapıyı ardına kadar ve atarsın ilk adımını soğuk kaldırım taşlarına. Gezdiğin sokaklar bile aynıyken sen çizgini değiştirmekten bahsedersin. Akrep ve yelkovan birbiriyle yarışırken sen kendi içinde çürümeye başlarsın. Arkandan kapattığın kapı yüzüne kapanır yine, dışarıda kalırsın soğuğun ortasında, yalnız ve hüzünlü. Oturduğun kaldırım taşı bile seni üşütür. Kalk hadi git evine sarıl yorganına, umudunu al bu sefer bırakma caddelerde. Kapıyı açacak anahtarını kaybetme caddeler, duvarların kadar soğuk. Bu gece yine sayfalara anlat parmakların yorulana kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder